16 Mayıs 2013 Perşembe

Sonrası iyilik güzellik

Ah, buradaymışsın!

Benim burada olduğumu bilmediğini biliyorum. Bilsen burada olmazdın zaten; onu da biliyorum.

Hatırlarsın; ikinci yeni sevişmelerimin öznesiydin bir zamanlar. Ben insanlık tarihinin en garip akımında kaybolmuşken, sen fütüristik hayatındaki dişlilerden biri olmuşsun artık belli ki.

Oysa ben geçmiş zamanın derinliklerindeyken, çok farklı hayal etmiştim şimdiki zamanı. Sen, şimdi uzaktan selamlamak maksadıyla kaldırdığın o kadehi benim kadehimle tokuşturacak, her yudumda genişleyen bir gülümsemeyle bana bakıyor olacaktın.

Gelecek zamanın yalanları bitmez, bilirsin. Gelecek zamanın hikayesiyiz artık biz.

O uzak masada, ağzından çıkan sessiz kelimeler bir anlam ifade etmese de okuduğum o dudaklar destan yazıyorlar bu gece. "Bir destan bu dudakları yazmalı." diyorum kendi kendime.

Sonrası sessizlik, pişmanlık ve utangaçlık.

Ben masamda otururken sen ağır ağır kalkıyorsun artık. Gece de bizim gibi bitiyor yavaş yavaş. İkinci yeni cümleler doluyor ağzıma sana baktıkça.

Gözlerini kaçırıp çıkıyorsun kapıdan. Kelimeler de ağzımdan çıkıveriyor o an:

"Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git.
Gözlerin durur mu? Onlar da gidiyorlar. Gitsinler."

Şiirin gerisi bizi anlatmıyor artık. Biz bir şiirin ilk iki dizesi ediyoruz ancak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder