19 Eylül 2012 Çarşamba

Lan Oğlum Böyle Yapma

Yapma böyle be oğlum! Ne olmuş yani yalnızsan? Gittiler işte. Hatalarından, tavırlarından dert yandığın insanların hepsi gitti. Daha dün şikayet ediyordun. Ne oldu şimdi?

Üzüleceğini düşünmüyordun biliyorum. Ama işte kocaman bir kaya yutmuşsun gibi oturuveriyor içine. Sanki onlar gitmemiş de, sen içindeki o ağırlıkla çok gerilerde kalmışsın gibi geliyor. Dur be oğlum! Koyverme kendini öyle hemen. Bakarız bir çaresine.

Sen daha önce hiç gitmedin mi? Gittin, biliyorum. Hem de kim bilir kaç kez. Onlara bakıp "Onlar niye benim gibi üzülmediler?" diyorsun, biliyorum. Üzüldüler. Sadece sen görmedin. Çünkü biri giderse, eninde sonunda giden de kalan da üzülür oğlum, unutma bunu.

Hani demiştin ya, "Bir daha o saflığı bulamayacağız abi." diye? Haklısın, bulamayacağız. Aramanın anlamı yok. Biz de değiştik be oğlum. Kirlendik, kirlettik. Hangi saflıktan bahsediyoruz?

Şimdi kendini çok yalnız hissediyorsun, biliyorum. Çevrendekiler birer birer uzaklaşıyormuş gibi geliyor. Sana küçük adımlarla yaklaşan insanlar, şimdi koşar adım uzaklaşıyormuş gibi.

Hiçkimse kalmayacak oğlum. En sonunda yanında, yanımızda kimse kalmayacak. Sana daha önce de söylediğim gibi:

Giden gidecek, ama kalan sağlar bile bizim olmayacak.