20 Nisan 2013 Cumartesi

Macera No -6-

Özlediğimi söyleyemediğim biri var uzun zamandır. Tek istediğim biraz çilek tarlası, biraz da rakı sofrası halbuki. Fantastik gibi ama biraz da anasonlu.

O gece söylemek isterdim ama cesaretim yoktu; bir kadeh bir insanın eline ancak bu kadar yakışabilirdi.

Ve alkol tüm güzelliklerin anasıydı o gece.


Sonra gidiyorum dedi. Takvim bana geç kaldığımı söylüyordu. O kadar geç kalmıştım ki, gitme demeye hakkım yoktu.

O gün söylemek isterdim ama cesaretim yoktu; bir bilet bir insanın eline ancak bu kadar yakışmazdı.

Ve kolumdaki dahil tüm saatler durmuştu o mevsim.


Gün bugün olmuş; ben hala durgun, hala durmuş bekliyorum olduğum yerde. O uzaklardan geçip gidiyor ara sıra.

Gidip özlediğimi söylemek isterdim ama cesaretim yok.

19 Nisan 2013 Cuma

Nasır

Gün gelecek, sana niye bu kadar değiştiğini soracaklar. Neden bu kadar acımasız olduğunu, nasıl bu kadar vurdumduymaz olabildiğini soracaklar. Vereceğin cevap senin cevabın olacak. Yaşadıklarınla şekillendirdiğin bir cümle sunacaksın onlara. Sadece bir cümle yeterli olacak.

Kendini bildin bileli kimseyi üzmeden mutlu olmaya çalışıyorsun. Mutsuzluğunun tek sebebi de bu çaban aslında. Kimseyi üzmeden nasıl mutlu olabilirsin ki? Birilerine sırtını dönmeden diğerlerinin yüzünü nasıl görebilirsin?

Unutma; hayatında attığın her gol sonrasında, sen sevinirken çimler üzerinde üzüntüyle diz çökmüş insanlar olacak.

İnsanoğlunun bencil olduğunu senden daha önce anlamış -bir şekilde anlatılmış- kişilerin arasında kalmış fedakar bir çocuk olman uzun sürmeyecek, merak etme. Kendinden verdiğin her şeye rağmen yalnız bırakılacaksın. Yalnız başına hayatta kalmayı öğreneceksin. Düştüklerinde el uzattığın insanlar, sen düştüğünde orada olmayacaklar ve sen kendi kendine ayağa kalkmasını öğreneceksin. Avlanacak, tuzaklar kuracak, her hareketinde kendini güvenceye alacaksın.

Acımasız olmayı, vurdumduymaz olmayı öğreneceksin. Karnını doyurmak için öldürdüğün hayvanın, egonu doyurmak için yaraladığın insanın acısını düşünmeyeceksin.

Ayakta durabildiğinde duyacağın ilk soru bu olacak: "Niye bu kadar değiştin?"

Şimdi bana soruyorlar; "Niye bu kadar değiştin?" diye. Benim de bir cevabım var artık.


"Hepimiz başkalarının acılarından besleniyoruz."