Çevrenizde kimse yalnız hissetmiyorken yalnızlık psikolojisine girmek dünyanın en boktan durumları içerisinde ilk 5'e oynar. Siz yanınızda birilerini ararsınız, onların yanında zaten birileri vardır. Siz bir ona, bir buna sarılırsınız; onlarsa kollarınızın arasından buharlaşıp kendi dünyalarına dönerler. Sizin, zamanında bu psikolojiden kurtardığınız birçok insan dönüp de yüzünüze bile bakmaz. Siz anlatırsınız, onlar boş cevaplar verirler her seferinde.
Sizin kabuğunuz kalındır. Kabuğun içini görenlerin çıkmasına izin veremezsiniz kolay kolay. O yüzden takılıp kalmışsınızdır o insanlara. Kabuğunuz o kadar kalındır ki, siz onu kırıp da kolay kolay dış ortama alışamazsınız. Zaten ne zaman bunu yapmaya kalksanız hayal ve kabuk kırıklarıyla olduğunuz yerde kalakalmışsınızdır. (Siz değil aslında, ben oluyorum bu kişi.) Kabuğu tamir etmek zaman alır ama etmelisinizdir. Bir dahaki denemeye kadar. Sonra kabuğunuzdan çıkmayı yine denersiniz, suratınızın ortasına yediğiniz bir sille ile kendinizi tekrar kabuğun içinde bulursunuz. Bu böyle farklı senaryolarla sürüp gider...
Hepsi çölde gezinen bedevinin gördüğü halisünasyonlardır belki de. Bedevi vahanın kıyısına oturur, vaha kaybolur her seferinde. Devamlı bir vaha arar, susuzluktan ölene kadar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder