4 Ağustos 2010 Çarşamba

Kısık Ateş

Bir denize düştük.
Hayatın acılarından kurtulduğumuzu sandık bu serinlikte. Derin derin nefes aldık. Yüzümüzdeki gülümsemeler gerçekti. Aldığımız nefes taze, gördüğümüz yüzler samimiydi.

Hiç çıkmak istemedik...

Sonra mevsim değişti, su ısındı. Ve hareketler daha yorgun, gülümsemeler daha zoraki görünmeye başladı. Kıvamı koyulaşıyordu sanki suyun. Hareket etmek gittikçe zorlaşıyordu. Yüzlerdeki gülümseme kaybolmuş, hayatta kalma savaşı başlamıştı.

Serinliğiyle canlandığımız suda, acılarımızı özlüyorduk.

Zaman geçti...

Jöle kıvamına gelmiş sıvının içinde hareketsiz, nefessiz kaldık. Oysa biz denize düştük sanmıştık. Kısık ateşte piştiğimizin farkına varmamıştık.

1 yorum: