10 Temmuz 2012 Salı

Gerçeküstü Gibi Ama Gerçek

Bir tırnağın kırılmıştı belli ki. Törpülü ve ojeli olması bunu saklıyordu belki ama değiştirmiyordu. Kadehi tutan diğer elindeyse 1159 yıllık Fransız özgüveni...

Kalabalığın ortasında kendine özgü bir duruşun vardı. Duruşundaysa biraz sancı, biraz tırnak sızısı, çokça cesaret...

Hayata diş gösterir gibi gülüyordun o akşam.

O kadar güzeldin ki; bir insana kulağını kestirebilirdin.


Seni yazmak istiyorum fakat ne söylesem fazla anlamlı geliyor. Bir resmi yazmak mümkün olsaydı yazardım elbet. Ama ne bir resmi ne de seni kelimelere dökmek mümkün değilken senin resmini yazmak...

Sen tanrının yarattığı en ihtişamlı sanat eseriyken; benim, aciz kelimelerle tanrıya rakip olmayı denemem bile mümkün değil.

O gece öyle güzel, öyle masalsı ve öyle mutluydun ki; gerçeküstü güzelliğinle yarattığın tragedyayı, saçlarınla komedya haline getirdin.

-Bilirsin; kan, komedyada gösterilir.-

Çünkü ben o gece sana geldiğimde sevgilim, saçlarından kan fışkırıyordu.

1 yorum:

  1. Güzel bir romanın rastgele bir sayfasını okumuş hissi uyandırdı. Etkileyici ve duygusal olmuş.
    Hee bide çok güzel olmuş.

    YanıtlaSil